Bu Blogda Ara

11 Ekim 2025 Cumartesi

ŞEHRİN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAK (II)

 


(ı) Devam

Eski Askerlik Şubesinin yıkılıp yerine “çağdaş”  yenileme adı altında hiç de sanatsal özelliği olmayan bir bina inşa edilmesi… İçimde hep hicran olmuştur. Daha yakına gelelim,

2010’dan sonra Park Restoranının yıkılıp yerine yenisinin yapılması, Yunus Emre Parkına adına ve yerine hiç de yakışmayan binanın dikilmesi… Emsal şehirlerde bile örneği olmayan Belediye Sinemasının yıkılıp yerine (övünülerek) AVM yapılması, Pazar Yerinin birtakım menfaatlere heder edilmesi, Yunus Emre’nin mekânının “yatır ve ticaret” mekânı haline getirilmesi…

Bütün bu olaylar gösteriyor ki,

Devlet (kamu yönetimi) ile halk arasında (her ne kadar aynı sosyal yapıdan gelseler bile) kültürel farkındalık var. Ya da resmi ideolojiye bağlı olarak anlayış farklılığı var. Belki de kamu kurumlarının kültürel olgudan ziyade ideolojik yaklaşımdan ileri gelmektedir.

Mülkiye amirinin ve şehir yönetiminin (şehrin değerlerini dikkate almadan) pervazsız davranışı, merkezi kararlar…

Bunlar uzmanları tarafından incelenip, bilimsel tezler haline getirilmesi gereken konular/sorular…

Görüyoruz ki, yaşam felsefesi ve kültürel yaklaşımlar yerine günün moda argümanlarına büründürülmüş ideolojik saplantılarla gardımızı alıyoruz. Çatışarak baskın gelmeye çalışıyoruz.

Hâlbuki asıl yapmamız gereken, yaşam anlayışımız ve kültürümüzü temel alarak bilimsel verilerle savunmalarımızı yapmamızdır. İdeolojilere bulanmamış ortak kültürel altyapımız var mı? Sorusu ayrı bir inceleme ve yazı konusu!

Özelde Yalıkahvesi örneklemesiyle yazımıza devam edelim,

Muhalif kesime bakalım,

Önce (dünyada eşi benzeri bulunmayan) çimen ve kumlar savunuldu. Tutmayınca yapılacak gezinti yolunun betonlarına kafa takıldı. “Biz doğallığı bozdurmayız, dolayısıyla beton istemeyiz.” Denildi. Hâlbuki savunma, buranın anlamı ve düzenlemenin buna uygun olup olmadığı üzerine olmalıydı.

Düzenleme (anlamını bozmadan) her zaman mümkündür ve olması gerekir. Bir söz vardır “eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı.” Hatta yeni anlamlar katmak da mümkündür. Yoksa işin sonu “mezbeleliktir.”

Bütün bunlar şu soruları akıllara getiriyor,

Mademki doğallığa ve bağlantılı olarak tarihe bu kadar meraklısınız neden Tabakhane Deresinden oraya gelene kadar sesiniz çıkmadı?

Atatürk Parkı ve bitişiğindeki balık lokantasına, köprüye gelene kadar ki gezinti yoluna, Yunus Emre Parkındaki ve bitişiğinde yapılmış ucube binalara, işgallere karşı durmadınız? Geçmişte yapılan Belediye Sineması katliamını saymıyorum bile.

Oraya gelene kadar sesiniz çıkmayıp kumsalda can havliyle feveran ettiğinize göre… Orada (her neyse) özel menfaatleriniz mi var? Sorusunu sormak geliyor insanın içinden. Acaba orası “sahiplenilmiş” bir mekân mı? İleri sürdüğünüz argümanlar kılıf mı?

Gelelim yönetime,

Yukarıda da bahsettiğim gibi yönetimlerin (hangi ideolojilere sahip olurlara olsunlar) kültürel altyapı, gelenek, kültürel kutsallık, aidiyet gibi dertleri yoktur. Onların öncelikleri (her türlü) faydacılık üzerinedir. Yaptım oldu zihniyetidir. Düşünülüp, taşınılıp yapılmış projeleri çok azdır. Zaten teknik altyapıları da buna müsait değildir.

Vaktiyle,

1987 yılında Ünye Kaymakamlık binasının yenilenmesi gündeme gelince, mecliste zamanın mülkiye amirine mevcut binaya karşılık sahilde şu andaki vergi dairesinin yanındaki alanda beş dönüm yer verelim. Ama oraya yapılacak bina Ünye’yi tanımlayacak, yerel özelliklere sahip özel bina olmasını şart koştuğumuzda Kaymakamın cevabı “ devlet pazarlık etmez” oldu.

Özetle,

Önce, iyi düşünülüp taşınılıp “sahil yenileme planı” yapılmalıydı. Bu bütünün içerisinde Yalıkahvesi’nin anlamına göre planlanması yapılmalıydı. Eğer tartışılacaksa-ki tartışılmalı- bu anlamlandırmaya göre tartışılmalıydı. Nihai projenin de tartışmaya mahal vermeyecek proje olmalıydı.

Büyükşehir belediyesine sormazlar mı? Ne biçim proje yapıyorsun… Yap-boz, kumda oynama yerimi burası. Senin teknik altyapın sağdan soldan toplama mı?

Netice,

Yok, otmuş, kummuş, betonmuş… Yok kotmuş… Bu gerekçelerle fakültede hocamın karşısına çıksam, hocam beni pencereden atardı!..

 

 

Hiç yorum yok:

ŞEHRİN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAK (II)

  (ı) Devam Eski Askerlik Şubesinin yıkılıp yerine “çağdaş”  yenileme adı altında hiç de sanatsal özelliği olmayan bir bina inşa edilmesi… İ...