Bu Blogda Ara

10 Kasım 2025 Pazartesi

ÜNYE !.. BAŞKAN TAVLI BOŞ ZAMANLARINDA NE YAPAR? (2)

 

(Yazımıza devam ediyoruz)

Önce şu notumuzla devam edelim,

Bir önceki yazımda Moğol ve Fatih örneklerini vermiştim. Ordular şehirleri fetih ettiklerinde, eğer fetih ettikleri şehrin kültürü kendilerinden yüksekse… Önce talan ederler. Sonra hâkim kültürün etkisiyle kendi benliklerini yitirirler.

Tersi; eğer şehre hâkim olanın kültürü mevcuttan yüksekse, bu sefer şehir halkı yeni gelenlerin içinde erirler. Fatih örneğinde olduğu gibi…

Özelde Ünye’ye gelirsek;

198O’den önce çok az göç alan Ünye, zaman içinde, imkânları ölçüsünde kendi kültürel gelişmesini devam ettirdi. 80’den sonra birden bire dışarıdan göç almaya ve vermeye başlayan Ünye’de kültürel gelişme duraksamaya başladı. 2000’li yıllara kadar olanla yetinmeye çalıştı. 2000’li yıllardan günümüze kadar hızla göç alan ve değişen siyasal görüş/sistemlerin etkisiyle şehrimizin kültürel ve sosyal gelişmesi hep sekteye uğradı.

Şu soru akla gelebilir,

Mevcut şehirli ile yeni gelenler arasında neden yeterli etkileşim sağlanamadı?

Bunun iki nedeni var.

1   1-    Demek ki, mevcut şehir kültürü yeterince etkin/baskın değildi.

2-     2 -Yeni gelenlerin ise, şehirleşme/şehirleşmek gibi bir iddiaları yoktu.

Şu soruyu da soralım; mevcut şehirliler neden şehir kültürü oluşturamamışlardı?

1-   1-  Şehir kültürü oluşmasında ne belediye yönetimlerinin ne de şehirlinin (80’den sonra) böyle bir kaygıları olmadı.

2-    2-  Gelişmeyi hep park, yol gibi alanlarda yatırımlar yapmakla eşdeğer tuttular.

3-  3-  80’den sonra ( yeni siyasal örgütler ve kadrolarla) değişen siyasal sistemle beraber yeni bir zengin sınıfı ortaya çıktı. Bu 2002 den sonra gelenlerin öncüleriydi.

2002’den sonra gelen yönetimlerin ise, yukarıda da değindiğimiz gibi şehirleşme/ şehir kültürü gibi hiç kaygıları olmadı. Atatürk Parkı, Belediye sineması yerine yapılan AVM, Pazar yerine yapılan 15 Temmuz, Yunus Emre yatırının ihyası(!) gibi yatırımlar sosyal yatırımlarmış gibi görünse de; aslında birer getirim yatırımlarıydı.

Aslında 90’lı yıllardan itibaren başlayan kamplaşmalar 2002’den sonra iyice belirginleşti. Modern/ laik/ Atatürkçü/ demokrat (her ne dersek diyelim) kesim ile iktidar destekli dindar/muhafazakâr kesim arasındaki mesafe iyice belirginleşti.

İşin en acı ve sıkıntılı tarafı ideolojiler ve tarafgirlikler yaşam felsefesinin kendisi haline geldi. Hâlbuki toplumlar ortak kültürleri ile yaşar ve gelişirler. Peki, ortak kültür nasıl sağlanabilir? Bunu ne iktidar ne de muhalefet soruyor/sorguluyor.

Geleceğin Ünye’si nasıl olmalı? Hangi temel taşlara oturmalı? Çevresinde (hinterlandında) hangi özellikleri ile ön plana çıkmalı? Birlikte yaşamanın huzurunu nasıl sağlamalı? Medeni, sosyal faaliyetleri gelişmiş bir Ünye nasıl sağlanmalı?

Sorunlar barışçıl ve ilmi bir şekilde nasıl çözümlenmeli?

Barışçıl?(!) Mesela…

Yalıkahvesi sorununda bir milletvekilinin naraları ile mi? Yoksa “ben yaptım oldular-la mı?”  Yoksa buranın Ünye için bir anlamı var. Deyip medeni bir şekilde projeler yarıştırarak/ münazara ederek mi?

Bir akşam sohbetini, her meşrepten dostlarla birlikte siyasi kafa-göz yarmalarla mı? Yoksa geçen hafta gittiğimiz bir etkinliğin, okuduğumuz bir kitabın kritiğini yaparak mı? Yapmak ister.

He sahi… Başkan Tavlı bunların hangisini yapmak ister?

 


Hiç yorum yok:

ÜNYE !.. BAŞKAN TAVLI BOŞ ZAMANLARINDA NE YAPAR? (2)

  (Yazımıza devam ediyoruz) Önce şu notumuzla devam edelim, Bir önceki yazımda Moğol ve Fatih örneklerini vermiştim. Ordular şehirleri f...