Bu Blogda Ara

6 Kasım 2025 Perşembe

ÜNYE !.. BAŞKAN TAVLI BOŞ ZAMANLARINDA NE YAPAR? (1)

 

Eskiden yaşadığım şehir olan Ünye’miz ile övünürdük. Bölgemizin en eğitimli ve medeni şehri diye…

Geçmişinden miras aldığı ( her ne kadar Cumhuriyetle beraber sekteye uğrasa bile) liman şehri özelliği, yetiştirdiği kadıları, kaptanları, çeşitli okulları ile dışarıya her zaman açık olan Ünye, artık eski özelliğinden çok şey yitirdi.

Yazları bütün civar şehirler gece dokuzdan sonra uykuya yatsa bile, Ünye gece birlere kadar sahilin tadını çıkaran insanları ile neredeyse yirmi dört saat yaşayan bir şehirdi.

Yine yazları Yunus Emre parkında gençlerin orkestralarıyla günün revaçta müziği ile şehir yaşayanlarını eğlendiren, müzik ziyafeti çektiren… 1950’lerde halkın ihtiyacı için Çamlığın ihdasını düşünecek kadar sosyal yaşama önem veren… Çevre il ve ilçelerden bile rağbet gören eğlence mekânları… Her zaman tıklım, tıklım olan yazlık ve kışlık sinemaları ile sosyal yaşamın ihtiyaçlarını karşılayan tam bir medeniyet şehri idi.

Sosyal faaliyet olarak müzik ve futbol takımlarıyla çevre şehirlerin ön sıralarındaydı. Dışarıdan gelen profesyonel tiyatro kumpanyalarını ve müzik sanatçılarını saymıyorum bile. Bunları icra edecek sanat yapıları günün şartlarına göre mükemmeldi.

Şehir kültürü kolay oluşmuyor. Oluşabilmesi için on yıllar, hatta yüzyıllar gerekli. Rahmetli şehircilik hocam Prof. Kemal Ahmet Aru “şehirler yüz yılda kurulur, yüz yılda yıkılır” derdi. Elbette Ünye bu özelliğini hemen kazanmadı. Yüzyıllar sürdü. Ama rahmetli hocam Ünye’nin son halini görse bu tezini bir daha düşünür-müydü?

Öyle ya… Yüzyılların alışkanlıkları, özellikleri nasıl oldu da bir çırpıda yıkılıverdi?

Dışa açık, medeni, sanatsever, sosyal yaşamın her türlüsünü tadan bu şehir nasıl oldu da içine kapanıverdi. Nerede hata yaptık?

Doğu blokunun etkisi ve Samsun limanı ile ihracat özelliğini kaybetmesi, zenginlerin büyükşehirlere göç etmesi, gelenlerin ve yeni zenginlerin şehir kültürünü henüz özümseyememesi, (zannedildiğinin aksine) ekonominin zayıflaması, fındık ve memur maaşlarına bağımlı kalması, ( doğma, büyüme ) genç neslin iş bulmak umuduyla Ünye’yi terk etmesinin etkileri olabilir-miydi?

Bir de… Eski siyasal sistemin yavaş-yavaş ortan kalkması ve yeni gelenlerin daha henüz- bırakalım şehre intibak sağlamayı ( doğal olarak) şehir yaşamının ne anlama geldiğini öğrenecek zamana erişemediklerinden-miydi?

Bunlar tarihin ve hayatın akışında son derece normal şeyler. Zaman içerisinde devletler gibi şehirlerinde iniş, çıkışları olabilir. Hatta yeni gelenler (belediye sineması gibi) bir kültür eserini yıkıp yerine AVM yapacak kadar aymaz da olabilirler. Moğollar Bağdat Kütüphanelerini yakmadılar mı? Ama bunun yanında Fatih gibi bir dehanın İstanbul’u tüm eserleri ile nasıl korumaya çalıştığını da biliyoruz.

Burada şu aklımıza geliyor. Moğollar kalıcı olmadıklarının idrakinde olup akılları talana mı ermişti. Ya da Fatih geleceği mi düşünmüştü. Elbette öyleydi.

Özelde Ünye’ye gelenler, ya da şimdi idare edenler geleceklerini nasıl kurguluyorlar? Daha açık bir ifade ile nasıl bir şehirde yaşamak istiyorlar? Yoksa böyle bir hayalleri yok mu?

Sizi yormayayım öbür yazımızda devam edelim.

 


Hiç yorum yok:

ÜNYE !.. BAŞKAN TAVLI BOŞ ZAMANLARINDA NE YAPAR? (1)

  Eskiden yaşadığım şehir olan Ünye’miz ile övünürdük. Bölgemizin en eğitimli ve medeni şehri diye… Geçmişinden miras aldığı ( her ne kadar ...