Güzel bir analiz,
Ancak CHP'nin geçmişini sorgulama kabiliyeti ve en önemlisi geleceği analiz
etme isteği olabileceğinden şüphelerim var!.. Zira ideolojik takıntılar
yakalarını bırakmaz gibi geliyor bana...
Yanıtla (2) (12)
Dün İbrahim
Kiras’ın Karar Gazetesindeki yazısına yaptığım yorum iki olumluya karşılık on
iki olumsuz tıklama almış.
Normal.
Eğer ülke
öteden beri aynı atmosferde ve kurallarda yürüyorsa bu son derece normal bir
durum.
Ülkemizin (her
türlü)yaşam felsefesi irdelenmeden yapılan bütün eleştirilerin bizi böyle bir sonuca
götürmesi son derece normaldir.
Bunu
birincisi şahit olduğum bir söyleşi ve bugün okuduğum bazı yazarların
yazılarından alıntılar yaparak açıklamaya çalışayım.
Birincisi,
Geçen seçimde
küçük bir ilçede belediye başkanlığı seçimine girmiş ama kazanamamış bir
adayın, gelecek seçimde yeniden aday olacak-mısın? Sorusuna verdiği yanıt; “
seçim masrafları için bana bir milyon seçim yardımı yapan kardeşim öldü. Parayı
nereden bulup da seçime gireceğim. Ben kendimi ancak geçindiriyorum.”
Parti
teşkilatının seçim masraflarını karşılamadığı bir adayın neden seçime girdiğinin
yorumunu hayal gücünüz nispetinde tasavvur edin. Bu örnek aşağı yukarı bütün
adaylar için geçerlidir. Ben her zaman şunu derim, “fakir öğrenciye üç kuruş
cep haçlığı vermeyi düşünmeyen bir kişinin yaşadığı şehir için yanıp tutuşması
bana pek sağlıklı bir düşünce gibi gelmiyor.”
İkincisi,
Kamudan
ihale alan iş insanlarından, kurumlara ya da sosyal yardım çalışmalarına
katkısı yapmalarının istenmesi, “rüşvet” midir?
İddianameye göre, Seyfet Taştan
isimli iş insanından, “ruhsat” sürecinde “dar gelirli vatandaşlara dağıtılan market
alışveriş kartları” vermesi
istenmiş, o da vermiş, “hayır için verdim” diye ifadesi varmış.
Yazar
devamında (birçok defadır eleştirdiği ve mesafeli durduğu Hayrettin Karaman’ın
fetvasını örnek göstermiş.
Fıkıh Profesörü Prof. Hayrettin Karaman şöyle
yazmıştı:
“İhale
almış, para kazanmış bir kimseyi, iş olup bittikten sonra bir yetkili, bir
hayır kurumuna yardıma davet ederse ve o da yardım ederse bu rüşvet olmaz'
dedim, yine diyorum.” (Yeni Şafak, 24 Ocak 2014)
Biz
vatandaş olarak bu tür durumlarda şunu bilir ve deriz “istersen verme, adamın
ümüğünü sıkarlar.”
Bu iki örneği
biz vatandaşlar her zaman bilir ve şahit oluruz. Ama sesimizi çıkartmayız ve
deriz ki “neme lazım, yarın, öbür gün önümüze çıkar.”
Yine ben ülke
siyasetini “başçıkta güreş tutan pehlivanlara” benzetirim… Ve elbette CHP de bu
balçığın içerisinde debeleniyor. CHP önce balçığı nasıl kurutacaklarının çözümünü
anlatmalı ve ona göre davranmalı ki… Biz avam takımı “hah işte” diyelim. Yoksa
CHP %30 bilemediniz %35’i geçemez. Diyelim ki kazansalar da ülkeye bir
faydaları olmaz.
Bir akıl; CHP
demokrasi, fakir fukara, ideolojiler üzerinden yürüdüğü müddetçe sağ seçmen her
zaman şunu diyor “ geç bunları, onlar yeşilse sen de kırmızı…” Neden sana oy
vereyim ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder