Bu Blogda Ara

5 Haziran 2025 Perşembe

CHP ve ÖTESİ

 

Geçen gün Karar’da İbrahim Kahveci’nin bir yazısında, anket ortalamalarında oy yüzdesi olarak CHP’nin %33-34 AKP’nin ise %29-30 bandında olduğunu ama ülke sorunlarını hangi parti çözer sorusuna verilen yanıtın her iki parti için de %16’larda seyrettiğini yazdı.

Bu da gösteriyor ki,

Her iki partinin de halk nazarında sorunları çözmek konusunda güvenilir olmadığıdır.

Aradaki puan farkı, tarafgirlik veya kızgınlıkla verilecek oylardır. Allah ıslah etsin, ne yapayım kabilinden…

CHP neden böyle?

Düşündüğümüzde, CHP diğer partiler içerisinde yüz yılı aşkın mazisi olan, kurumsallaşmış bir parti. Modern parti faaliyetinin nasıl olacağını/olması gerektiğini, ülke sorunlarını en iyi şekilde analiz edip çözme konusunda araştırmalar yapıp kamuoyuna sunan bir parti olmasını bekleriz, düşünürüz?

Bunu daha ileriye taşıyıp ülkenin on yıllarını analiz edebilen, çözümler üreten, hedef belirleyen bir parti olması gerekir diye hayal ederiz. Azacık geniş açıdan düşünebilen normal bir vatandaşın “her ne kadar oy vermesem de CHP bu ülkenin mihenk taşı ve değerli çözüm önerileri olur, her zaman yol gösterir” diyebilmesini arzulardık. Herhangi bir parti taraftarının dahi “CHP’nin çalışmalarına atıfta bulunarak kendi partisine sitem etmesini beklerdik.

Bu çalışmaların içerisinde sadece ekonomik kalkınma üzerine değil, siyasal ve sosyal öneriler ve projeler de olmalı. Ama bugün (yerel seçimlerde) en yüksek oyu alan ve kendini birinci parti ilan eden CHP’nin partisel çalışmalarında %1 bile oy alamayan partilerin çalışma prensipleri ile aynı ayarda.

Hâlbuki…

CHP yetişmiş kadroları, mali imkânları ve diğer alt yapısı ile öbür ufak partilerden ve hatta AKP’den bile kat be kat ileri. Böyle çalışmaları yapabilecek şartlara sahip.

CHP neden böyle kısır döngü içerisinde?

Bana göre en büyük nedenin- elbette ara nedenler de var- geçmişten gelen ve kendini var eden ideolojik yapılanma cenderesinden kurtulamamış olmalarıdır. Bakalım cendereden kurtulmak istiyorlar mı? Sorusunu sorabilirsiniz. Bu demektir ki; parti kendi içerisinde kısır döngüde… Elbette bundan kurtulmak için çabalayanlarda vardır. Zaman, zaman bunu hissettiğimiz de oluyor. Bu konuda çaba sarf edenlerin güçleri yetmiyor diyebilir-miyiz? Ama ülke yönetimine (bugünün şartlarında) talip olmak için önce kendi içlerinde de yenilenmeye gitmeleri gerektiğini de bilmeleri gerekir. Bu kadro değişiminden ziyade (CHP jargonuyla) düşünce aydınlanmasıdır. Yoksa otuzlar bandında debelenip dururlar.

Aynı zamanda ideolojik saplantı ülke geleceğine de zarar veriyor. Zannedildiği gibi taşıdığı, savunduğu ideolojik fikirlerden değil. Oy alabilmek için her zaman ideolojiye ve bunun getirdiği kamplaşmalara ihtiyaç duyacağı içindir. Yani ülke CHP yüzünden kamplaşmalar yaşamak zorunda kalacaktır. Eğer İmamoğlu, demokrasi gibi söylemler olmasa idi CHP oy bandında buralara gelebilecek-miydi? Ya da ülke ekonomik olarak bu kadar çöküntüde olmasaydı CHP’nin oy yüzdesi ne olurdu?

Türkiye’nin ekonomik ve demokrasi sorunları İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi ile bitmez. Sorunun yapısal ve toplumsal olduğunu herkes biliyor. Bunu CHP’de bal gibi biliyor. Ama o en kolay yolu seçiyor. İdeolojik kamplaşmalardan oy devşirmek.

Size iki örnek vereyim,

Birincisi, Karadeniz’in çok acil bir sorunu var. KOKARCA. Fındığı perişan etti. Bu konuda CHP ne yaptı, çözüm önerisi ne, bu konuda el kadar bilimsel bir çalışması var mı? Ben internette CHP’nin kurumsal sayfasında tek kelime araştırma yazısı, çözüm önerisi göremedim. Siz gördünüzse beni utandırın. Yaptıkları, iktidara veryansın yapmak… O kadar. Bu arada CHP’nin gölge tarım bakanının Niğde’de tarım ilaçları bayiliği yapan ve çalışma ekibinin olmadığı tek başına birisi olduğunu hatırlatayım.

İkincisi, iktidarın meclisten geçirmek istediği, kısaca “Kuran meallerinin Diyanet tarafından kontrol edilmesi” diyebileceğimiz kanun tasarısı hakkında düşüncelerini kamuoyu ile paylaşma gibi bir dertleri olmadı. Bunu CHP kurumsal olarak yapmadığı gibi kendine yakın yazar ve düşünürler vasıtası ile de yapmadı. Çünkü bu konu (ideolojik olarak) ilgi alanında değil. Hatta –bana göre- muhafazakârlar ve İslamcılar yesinler birbirlerini diyor. Yine olaya ideolojik bakıyor. Hâlbuki bu konu ülkenin çoğunluğunu dolaylı da olsa ilgilendiren önemli bir konu…

Burada CHP’ye naçizane bir tavsiyem,

Biliyorum, haberleri bile olmayacak, dikkate alınmayacak ama içimde kalmasın, ben yine yazayım.” Bu millet (her ne olursa olsun) ideolojik söylemleri yemiyor. O eskidendi. Her zaman İmamoğlu, demokrasi gibi bir atımlık barutları bulamazsınız. Benden söylemesi.”

 

Hiç yorum yok:

CHP ve ÖTESİ

  Geçen gün Karar’da İbrahim Kahveci’nin bir yazısında, anket ortalamalarında oy yüzdesi olarak CHP’nin %33-34 AKP’nin ise %29-30 bandında o...