Bu Blogda Ara

27 Temmuz 2025 Pazar

ERMENİSTAN, İRAN ve TÜRKİYE



Son aylarda dünya gazetelerine merak saldım. Özellikle komşu ülkelerin basını daha çok ilgimi çekiyor. Sağ olsun Google Amcanın bu konuda büyük yardımları var. Eskiden kafa göz yara yara çeviri yapıyordu. Şimdi ufak hatalar olsa bile, son derece edebi çevirileri var.

Yoksa, ceddimde Ermeni yok ki Ermeniceyi sular seller gibi bileyim.

Geçen gün,

Ermeni gazetelerinden birinde, anket sonuçları gördüm. Oranlar değişik olsa bile bizimkilerle nerede ise birebir aynı.

Mesela, parlamentoya güven %73 olumsuz. Bugün seçim olsa kararsızlar oranı %45, iktidardaki Paşinyan hükümetine güvensizlik %40’ları geçmiş. Muhalefetin durumu da pek matah değil. En güvenilir komşu %45’le İran. Rusya %40’lara düşmüş. Sonra Fransa geliyor. ABD’nin esamesi okunmuyor.

Ermenistan’ın nüfusu 1991’de üç milyon altı yüz binmiş, şimdi üç milyon civarında. Yani nüfusu geçen otuz beş yılda düşmüş. Devamlı dışarıya göç veriyor. En başta gençler kaçıyor. Nüfusunda üçte biri başkent Erivan’da yaşıyor. Yani bir milyon civarında. Sovyet zamanında hatırı sayılır sanayi varken, şimdi ekonomisi tarıma dayanıyor. Ekonomiyi yurt dışındakilerin gönderdikleri ile ayakta tutuyor. Kişi başı yıllık gelir altı bin dolar civarında. Ermeni Dram’ı 10.56 Türk Lirası. Fena değil.

Sosyal düzeni, Azerbaycan ve Türkiye düşmanlığı, Karabağ’ı sahiplenme ve 1915 olaylarının ajitasyonu sağlıyor. Yani vatan elden gidiyor duygusu. Kısaca bol miktarda kin, garez ve ağıtlar. Ülke savunmasını ve sosyal düzenini Rusya’ya havale etmiş. Düne kadar Rusların desteklediği oligarklar ve siyasetçileri tarafından sağlanıyordu.

Şimdi,

Ermenistan yol ayırımda ve ülke atadan gelen bu politikalarla ayakta kalamayacağının farkında olmaya başlamış. Ağıt yakmakla, düşman yaratmakla ve buna bağlı milliyetçi söylemlerle ayakta kalamayacağını fark etmiş görünüyor. Her ne kadar gençler için bu ütopya geçerliğini korusa ve Karabağ yenilgisi kanlarına dokunsa da yaşlılar savaş hukukundan ve sefillikten bıkmışlar. Devamlı istim üzerinde yaşamaktan yorulmuşlar, huzur istiyorlar. Kısaca ütopya yaratmak, Rusya’nın ileri karakolu olmak Ermenistan’a fakirlik ve huzursuzluktan başka bir şey kazandırmamış. Ermenistan Paşinyan vasıtası ile dünya ile bütünleşmekten ve komşuları ile barış içerisinde yaşamaktan başka yol olmadığını görmeye başlamış.

Dün İran gazetelerine göz gezdirirken bir yazı dikkatimi çekti. Yazarımız özetle şunu diyor; “biz dünyada devlet olarak ideolojik davalar güderken, birliğimizi ideolojik davalar üzerine kurarken, beraber aynı mahallede yaşadığımız kapı komşumuzla diyaloğumuzu kopardık, millet olma şuuruna varamadık. Gördük ki, İsrail ile yaptığımız 12 gün savaşında sularımız akmadı, elektriklerimiz kesildi, dükkanlar günlerce kapalı kaldı, açlıkla boğuştuk savunmamız tarumar oldu. Ne için? İşin en acı tarafı bizden binlerce km uzaklıktaki rahatı yerinde soydaşlarımız bize ideolojik gazlar vermekten geri durmadılar. Sonunda sorusunu soruyor; dünyada ideolojik savaşlar yapıp ülkenin kaynaklarını heba eden iktidarın, daha içeride kendi milletini yaratamamış bu devleti nasıl ayakta tutabilir?”

Yazarımız kısaca “millet olmak bilincinden yoksun bir devletin dünyada ideolojik savaşlar yapmasının bize ne faydası var. Önce millet olmak şuuruna varmamız gerekmez mi?

Türkiye hakkında da bir şeyler yazmak isterdim. Ne yazayım ki? Hep bildik şeyler.

Mesela,

Adam hala Atatürk’ten dem vuruyor. Yahu yüz yıldır feyiz alamamışsan rahmetli mezarından kalksa ne olur? Malı kaptırmışsın şimdi mi aklın başına geldi. Geç bu işleri…

Dünya ümmetleri falan,

Yahu dünya yirmi birinci yüzyıla gelmiş hala ümmet sevdasındasın. Senin geldiğin yer belli, gittiğin istikamet ayan beyan ortada. Elinde yok, avuncunda yok. Önün ardın açık… Birinin kucağında ahkam kesiyorsun. Haydi in de bir görelim endamını. Sen bu milleti bölme yeter. Kim dünyada halkını zapt- uru zapt altına alabilmiş ki sen alacaksın?

Ama niyet zapt altına almak değil. Niyet eline verileni tatbik etmek.

Hep söylerim,

Eğer bir şey amaçlıyorsan önce muhalefeti kontrol altına alacaksın. Yani iktidardan önce muhalefeti yandaş yapacaksın. Adam demokrasi havarisi, üniversiteye bile demokratik olarak arka kapıdan girmiş. Silivri’ye de demokratik olarak arka kapıdan girdi. Ön kapıdan girecek değil ya…

Güncel misal size,

CHP Ankara’da cumhurbaşkanlığı seçim bürosu kurdu. Neden acaba? Zamanlama manidar. Mecliste komisyon kurulup üye verdiği için olmasın sakın!..

Ütopik söylemler, kurtarıcılar ihya etmeler, ideolojik çıkışlar birilerinin işine yarıyor ama sadece guraba vatandaşın işine yaramıyor. Üstelik gurabayı birbirine düşürüyor. Guraba birbirine düşünce de akbabalara yem oluyor.

Gençlerimiz ikbali ve istikbalini dışarıda arıyor. Yaşı kemale erenlerimiz de artık huzur istiyor. Yorulduk, yordular bizi. Bizi mezar paklar da… Geride kalanlarımıza ne olacak?

 

                                     

Hiç yorum yok:

ERMENİSTAN, İRAN ve TÜRKİYE

Son aylarda dünya gazetelerine merak saldım. Özellikle komşu ülkelerin basını daha çok ilgimi çekiyor. Sağ olsun Google Amcanın bu konuda bü...