Geçen
gün Karar’da İbrahim Kahveci’nin bir yazısında, anket ortalamalarında oy
yüzdesi olarak CHP’nin %33-34 AKP’nin ise %29-30 bandında olduğunu ama ülke
sorunlarını hangi parti çözer sorusuna verilen yanıtın her iki parti için de
%16’larda seyrettiğini yazdı.
Bu
da gösteriyor ki,
Her
iki partinin de halk nazarında sorunları çözmek konusunda güvenilir
olmadığıdır.
Aradaki
puan farkı, tarafgirlik veya kızgınlıkla verilecek oylardır. Allah ıslah etsin,
ne yapayım kabilinden…
CHP
neden böyle?
Düşündüğümüzde,
CHP diğer partiler içerisinde yüz yılı aşkın mazisi olan, kurumsallaşmış bir
parti. Modern parti faaliyetinin nasıl olacağını/olması gerektiğini, ülke
sorunlarını en iyi şekilde analiz edip çözme konusunda araştırmalar yapıp
kamuoyuna sunan bir parti olmasını bekleriz, düşünürüz?
Bunu
daha ileriye taşıyıp ülkenin on yıllarını analiz edebilen, çözümler üreten,
hedef belirleyen bir parti olması gerekir diye hayal ederiz. Azacık geniş
açıdan düşünebilen normal bir vatandaşın “her ne kadar oy vermesem de CHP bu
ülkenin mihenk taşı ve değerli çözüm önerileri olur, her zaman yol gösterir”
diyebilmesini arzulardık. Herhangi bir parti taraftarının dahi “CHP’nin
çalışmalarına atıfta bulunarak kendi partisine sitem etmesini beklerdik.
Bu
çalışmaların içerisinde sadece ekonomik kalkınma üzerine değil, siyasal ve
sosyal öneriler ve projeler de olmalı. Ama bugün (yerel seçimlerde) en yüksek
oyu alan ve kendini birinci parti ilan eden CHP’nin partisel çalışmalarında %1
bile oy alamayan partilerin çalışma prensipleri ile aynı ayarda.
Hâlbuki…
CHP
yetişmiş kadroları, mali imkânları ve diğer alt yapısı ile öbür ufak
partilerden ve hatta AKP’den bile kat be kat ileri. Böyle çalışmaları
yapabilecek şartlara sahip.
CHP
neden böyle kısır döngü içerisinde?
Bana
göre en büyük nedenin- elbette ara nedenler de var- geçmişten gelen ve kendini
var eden ideolojik yapılanma cenderesinden kurtulamamış olmalarıdır. Bakalım
cendereden kurtulmak istiyorlar mı? Sorusunu sorabilirsiniz. Bu demektir ki; parti
kendi içerisinde kısır döngüde… Elbette bundan kurtulmak için çabalayanlarda
vardır. Zaman, zaman bunu hissettiğimiz de oluyor. Bu konuda çaba sarf
edenlerin güçleri yetmiyor diyebilir-miyiz? Ama ülke yönetimine (bugünün
şartlarında) talip olmak için önce kendi içlerinde de yenilenmeye gitmeleri
gerektiğini de bilmeleri gerekir. Bu kadro değişiminden ziyade (CHP jargonuyla)
düşünce aydınlanmasıdır. Yoksa otuzlar bandında debelenip dururlar.
Aynı
zamanda ideolojik saplantı ülke geleceğine de zarar veriyor. Zannedildiği gibi
taşıdığı, savunduğu ideolojik fikirlerden değil. Oy alabilmek için her zaman
ideolojiye ve bunun getirdiği kamplaşmalara ihtiyaç duyacağı içindir. Yani ülke
CHP yüzünden kamplaşmalar yaşamak zorunda kalacaktır. Eğer İmamoğlu, demokrasi
gibi söylemler olmasa idi CHP oy bandında buralara gelebilecek-miydi? Ya da
ülke ekonomik olarak bu kadar çöküntüde olmasaydı CHP’nin oy yüzdesi ne olurdu?
Türkiye’nin
ekonomik ve demokrasi sorunları İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi ile
bitmez. Sorunun yapısal ve toplumsal olduğunu herkes biliyor. Bunu CHP’de bal
gibi biliyor. Ama o en kolay yolu seçiyor. İdeolojik kamplaşmalardan oy
devşirmek.
Size
iki örnek vereyim,
Birincisi,
Karadeniz’in çok acil bir sorunu var. KOKARCA. Fındığı perişan etti. Bu konuda
CHP ne yaptı, çözüm önerisi ne, bu konuda el kadar bilimsel bir çalışması var
mı? Ben internette CHP’nin kurumsal sayfasında tek kelime araştırma yazısı,
çözüm önerisi göremedim. Siz gördünüzse beni utandırın. Yaptıkları, iktidara
veryansın yapmak… O kadar. Bu arada CHP’nin gölge tarım bakanının Niğde’de
tarım ilaçları bayiliği yapan ve çalışma ekibinin olmadığı tek başına birisi
olduğunu hatırlatayım.
İkincisi,
iktidarın meclisten geçirmek istediği, kısaca “Kuran meallerinin Diyanet
tarafından kontrol edilmesi” diyebileceğimiz kanun tasarısı hakkında
düşüncelerini kamuoyu ile paylaşma gibi bir dertleri olmadı. Bunu CHP kurumsal
olarak yapmadığı gibi kendine yakın yazar ve düşünürler vasıtası ile de
yapmadı. Çünkü bu konu (ideolojik olarak) ilgi alanında değil. Hatta –bana
göre- muhafazakârlar ve İslamcılar yesinler birbirlerini diyor. Yine olaya
ideolojik bakıyor. Hâlbuki bu konu ülkenin çoğunluğunu dolaylı da olsa
ilgilendiren önemli bir konu…
Burada
CHP’ye naçizane bir tavsiyem,
Biliyorum,
haberleri bile olmayacak, dikkate alınmayacak ama içimde kalmasın, ben yine
yazayım.” Bu millet (her ne olursa olsun) ideolojik söylemleri yemiyor. O
eskidendi. Her zaman İmamoğlu, demokrasi gibi bir atımlık barutları
bulamazsınız. Benden söylemesi.”