Bu Blogda Ara

18 Aralık 2009 Cuma

İÇİMİZ ACIYACAK MI?


İÇİMİZ ACIYACAK MI?

Arkadaşlarla sohbet ediyorduk, bir arkadaşım sordu “özgürlük nedir?”

Orada bulunanlar çeşitli cevaplar verdiler, biri hariç aşağı yukarı hepsi birbirine benziyordu. Farklı cevap veren şöyle demişti “kendini ikinci sınıf vatandaş hissetmemektir”.

Bu cevap çok hoşuma gitmişti, irdelemem lazımdı, enine boyuna fikirleşmem lazımdı,bende meşe ağacımın altında öyle yaptım.

Bu konuda zihnimle cebelleş ederken başka bir şeyi düşündüm “ben özgürmüyüm?”

Galiba özgürüm dedim kendi kendime, ama zaman- zaman da içimi acıtan şeyler var, bu normal mi, acaba özgür insanların da içi acır mı? Bundan yıllarca önce idi, ilçemizdeki Hükümet Binasının önünden geçen yolun kıyısında bir tabela gördüm tabelada “otopark, hakim ve savcılara aittir, park etmek yasaktır” yazıyordu.

Halbuki yollar kamuya aitti kimselere tahsis edilemezdi,o an içimin acıdığını hissettim!......

Yine bir otopark cezasına itiraz ederek mahkemeye başvurdum, benden şahit istediler.Şahitlerden biri işi dolayısı ile iki gün önceden ifade vermek istedi,hakim sormuş ”senin bu davacın tamahkar biri mi?”

Yine içim acıdı !..... Bundan yıllarca önce idi polis karakolunda ifade vermem gerekiyordu. İfadeyi verdikten sonra polise “imzalamadan önce okuyabilirmiyim” dedim. Polis kızdı “devletin polisi yalan mı yazacak” dedi. O an kendimi garip hissettim,içim acıdı !…….

Yıllarca önce bir arkadaşım “senin delikanlılar askeriyeye giremeyebilir, onlar girse bile anneleri kışladan içeri girip ziyaret edemez” dediğinde şaşırdım,”neden”? Çünkü eşin başörtülü dedi,

O an içimin yandığını hissetim, işin tuhaf tarafı oğullarımın adını tarihteki komutanlarımızın adı ile onurlandırmıştım.


Daha geçen gün meslek okulları ile ilgili katsayı kararı verildi, son sınıftaki “potansiyel düşman” öğrenciyi düşününce içim çok yandı,……


Dün akşam bir film seyrettim, olaylar ikinci dünya savaşında geçiyordu. Sahnenin birinde bir zenci şöyle diyordu ”ben savaşa vatanıma döndüğümde özgür yaşama hakkını kazanayım diye geldim”

Yine birkaç gün önce Amerika’da yaşayan bir arkadaşımla sohbet ederken “her ne kadar eskisi gibi olmasa da ve ayırımcılığı ortadan kaldıran kanuni düzenlemeler yapılsa da yinede toplumların birbirleri hakkındaki düşünceleri kolay değişmiyor” demişti.. Koskoca özgürlükler ülkesi Amerika hala bu dertten muzdaripse ben kendi derdime mi yanmam lazım?

Yada başka bir ifade ile hep içimiz acıyacak mı?

Hiç yorum yok:

(23 KASIM) BUGÜN BENİM YAŞ GÜNÜM

  1955 senesinde Allah’ın nasibi, rahmetli anamla, atamın vesilesi ile bu dünyaya teşrif etmişim. O zamanın şartlarında günü gününe kayda ge...